--------------------------------------------
Devlet Denetleme Kurulu Raporu
tarih : 26.10.2009
sayı : 2009 / 33-6
Yüksek Öğretimde Devletin Gözetim ve Denetimi /
Yasal Çerçeve ve YÖK’ün Uygulamaları
--------------------------------------------
--------------------------------------------
01.Aralık.2009
Star Gazete ,
http://www.stargazete.com/politika/fotokopi-imzayla-suclar-hasir-altinda-haber-228745.htm
Fotokopi imzayla suçlar hasır altında
Cumhurbaşkanlığına bağlı denetçiler, YÖK’ün eski başkanları Teziç ve Gürüz’ün fotokopi imza kullanarak hukuksuz işlem yapıp birçok suçu akladığını belirledi
CEVHERİ GÜVEN ANKARA
Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu Denetçileri, eski YÖK başkanları Kemal Gürüz ve Erdoğan Teziç’i suçlayan iddialara karşı alınan, hukuka aykırı kararların sahte imza ile kayda geçirildiğini tespit etti.
RAPOR TAM 200 SAYFA
Emniyete başvuran DDK Denetçileri, kriminalden imzaların başka belgelerden söz konusu belgelere fotokopi yoluyla kopyalandığı yönünde rapor aldı. Şaibeli YÖK toplantılarının ses kayıtlarını da dinleyen denetçiler, 26.10.2009 tarih ve 2009/33-6 sayılı “Yüksek Öğretimde Devletin Gözetim ve Denetimi / Yasal Çerçeve ve YÖK’ün Uygulamaları” başlıklı ekleri hariç 200 sayfalık rapor hazırladı.
ÇALIŞMAYA İSEN’DEN TEYİT
Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu Denetçileri tarafından hazırlanan 200 sayfalık raporda YÖK eski Başkanları Kemal Gürüz ve Erdoğan Teziç başta olmak üzere YÖK’ün üst kurulları ve Rektörler hakkında çok çarpıcı tespitler yer alıyor. Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Mustafa İsen, sözkonusu çalışmayı teyit ederken, Denetçiler tamamladıkları raporlarla ilgili bir dizi suç duyurusunda bulunacak. Suç duyurularının ardından Erdoğan Teziç ve Kemal Gürüz hakkında yargı yolunun açılması ihtimali de gündemde.
İşte yasadışı yolla saklanan olaylar
Cumhurbaşkanlığı müfettişleri tarafından hazırlanan, ekleri hariç yaklaşık 200 sayfalık rapordan satırbaşları:
• YÖK eski Başkanları Prof. Dr. Kemal Gürüz ve Prof. Dr. Erdoğan Teziç hakkında öne sürülen iddialara ilişkin ceza soruşturması yapılmasının, 2547 sayılı Kanunun 53/c maddesine aykırı olarak engellendiği,
• YÖK’ün Cumhuriyet Savcılıklarının gönderdiği dosyaları dikkate almadığı, cevap dahi yazmadığı,
n Kemal Gürüz ve Erdoğan Teçiz’in, yasalara aykırı olarak, uydurulan “Başkanlık Kararları” ile Rektörleri koruma altına aldığı,
• Rektörlerle ilgili olarak, öğretim elemanları veya diğer kişiler tarafından yapılan şikayet başvurularının, bilgi edinme hakları hiçe sayılarak dikkate alınmadığı,
• Kamu İhale Kurumu, Maliye Bakanlığı, Sayıştay gibi kurumların incelemelerinin rafa kaldırıldığı,
• YÖK eski başkanları, yasalara aykırı olarak, kendileri hakkında yapılan suç duyurularını dikkate almayıp, kendilerini akladığı,
• Erdoğan TEZİÇ’in rektörleri özellikle koruduğu, kolladığı ve yargının denetimi dışında bıraktığı,
• Görevini kötüye kullanan ve ihale mevzuatına aykırı işlemler yapan Fatih Hilmioğlu hakkında Erdoğan Teziç’in, yasalara aykırı olarak aldığı Başkanlık Kararı ile bu kişinin yargılanmasını engellediği,
• Anayasada ve 2547 sayılı Kanunda yapılan değişikliklerin ruhuna uygun olarak, Genelkurmay Başkanlığınca YÖK Denetleme Kuruluna üye seçilmesi uygulamasının sona erdirilmesi gerektiği.
Kararları yasaların da önünde
DDK raporunda; Rektörlerin haklarındaki pekçok suç duyurusu ve yolsuzluk tespitlerinden dolayı yargılanmamaları için Kemal Gürüz döneminde “Başkanlık Kararları” diye bir uygulamanın “uydurulduğunu” belirtildi. Bu uygulamanın Erdoğan Teziç tarafından da devam ettirildiği ve yasaların hiçe sayılarak Rektörlerin korunduğu belirtildi.
Suçlarına tek celseli görüşme
Teziç hakkında yapılan ve zaman içinde biriken tüm suç duyurularının, tek bir paket halinde görüşüldüğü 13.06.2006 günkü toplantının ses kayıtları denetçiler tarafından dinlendi. Kayıtlarda, toplantı içeriklerindeki pek çok usulsüzlük ve kanun dışı uygulamalar tespit edildi. Teziç hakkındaki suçlamalar yasa dışı olarak birleştirildi ve aklama gerçekleşti.
Rektör yolsuzlukları birer birer aklandı
Raporda, Ondokuz Mayıs Üniversitesi Eski Rektörü Ferit Bernay’ın karıştığı yolsuzluk, usulsüzlük ve hatalar neticesinde Cumhuriyet Başsavcılığınca YÖK’e gönderilen dosyanın, Teziç tarafından aklandığı ve Çukurova Üniversitesi Eski Rektörü Yalçın Kekeç’in, üniversitesinde yapılan hukuksuzluğu astlarını korumak için üzerine aldığı, kendisinin de yine aynı yöntemle korunduğu da yer aldı.
Suçlu görevden alInacak
Raporun ardından denetçiler YÖK Başkanı Yusuf Ziya Özcan’a da gerekli önlemleri alması konusunda bilgi verdi. DDK Denetçileri, Yüksek Öğretim Kurumu (YÖK) başkanlarını suçlayan iddialara karşı alınan kararların hukuka aykırı olduğunu ve sahte imza ile kayda geçirildiğini tespit etti. Disiplin ve Soruşturma Defterleri’nde, imzası olan kişilerin bilgisi haricinde, daha önce farklı evraklara attıkları imzalarının fotokopisi konulmak suretiyle evrakta sahtecilik suçu işlendiği belirlendi. Denetçiler sözkonusu suçun YÖK Genel Sekreterliğinde çalışan bir personel etrafında döndüğünü YÖK Başkanı Özcan’a da bildirdi. Özcan’ın söz konusu kişiyi görevden almaya hazırlandığı öğrenildi. Raporda, bu suçları işleyen YÖK eski başkanları ile haklarında suç duyurusunda bulunulan ilgili dönem rektörlerinin dosyalarının tekrar gündeme alınması tavsiye edildi. YÖK’ün bu tavsiyeye uyacağı öğrenildi.
Karar defteriyle kayıtlar çelişiyor
Toplantılarda Kanunun açık amir hükmü ortada olduğu halde, Başkanla ilgili suç duyurularının görüşüldüğü toplantılarda Milli Eğitim Bakanının oturuma katılarak başkanlık yapması şartına uyulmadığı da belgelendi. Karar defterindeki kayıtlarla ses kayıtları arasında da çarpıcı çelişkiler bulunduğu tespit edildi. Raporda; “deftere yapıştırılmış diğer kararlar, en başta format itibariyle belli bir şekle göre yazılmışken, 13.06.2006 kararları bu şekle uymamaktadır.” denilerek rapor ve ses kayıtları arasındaki çelişkiler de eklendi.
---------------
http://www.egazetehaber.com/yokte-sahte-imza-skandali-haber,3799.html
YÖK'te sahte imza skandalı
Cumhurbaşkanlığına bağlı denetçiler, YÖK'ün eski başkanları Erdoğan Teziç ve Kemal Gürüz'ün fotokopi imza kullanarak hukuksuz işlemlerle birçok suçu akladığını belirledi
01 Aralık 2009, 11:51
Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu Denetçileri, eski YÖK başkanları Kemal Gürüz ve Erdoğan Teziç’i suçlayan iddialara karşı alınan, hukuka aykırı kararların sahte imza ile kayda geçirildiğini tespit etti.
RAPOR TAM 200 SAYFA
Emniyete başvuran DDK Denetçileri, kriminalden imzaların başka belgelerden söz konusu belgelere fotokopi yoluyla kopyalandığı yönünde rapor aldı. Şaibeli YÖK toplantılarının ses kayıtlarını da dinleyen denetçiler, 26.10.2009 tarih ve 2009/33-6 sayılı “Yüksek Öğretimde Devletin Gözetim ve Denetimi / Yasal Çerçeve ve YÖK’ün Uygulamaları” başlıklı ekleri hariç 200 sayfalık rapor hazırladı.
ÇALIŞMAYA MUSTAFA İSEN’DEN TEYİT
Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu Denetçileri tarafından hazırlanan 200 sayfalık raporda YÖK eski Başkanları Kemal Gürüz ve Erdoğan Teziç başta olmak üzere YÖK’ün üst kurulları ve Rektörler hakkında çok çarpıcı tespitler yer alıyor. Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Mustafa İsen, söz konusu çalışmayı teyit ederken, Denetçiler tamamladıkları raporlarla ilgili bir dizi suç duyurusunda bulunacak. Suç duyurularının ardından Erdoğan Teziç ve Kemal Gürüz hakkında yargı yolunun açılması ihtimali de gündemde.
İşte yasadışı yolla saklanan olaylar:
Cumhurbaşkanlığı müfettişleri tarafından hazırlanan, ekleri hariç yaklaşık 200 sayfalık rapordan satırbaşları:
- YÖK eski Başkanları Prof. Dr. Kemal Gürüz ve Prof. Dr. Erdoğan Teziç hakkında öne sürülen iddialara ilişkin ceza soruşturması yapılmasının, 2547 sayılı Kanunun 53/c maddesine aykırı olarak engellendiği,
- YÖK’ün Cumhuriyet Savcılıklarının gönderdiği dosyaları dikkate almadığı, cevap dahi yazmadığı,
- Kemal Gürüz ve Erdoğan Teçiz’in, yasalara aykırı olarak, uydurulan “Başkanlık Kararları” ile Rektörleri koruma altına aldığı,
- Rektörlerle ilgili olarak, öğretim elemanları veya diğer kişiler tarafından yapılan şikayet başvurularının, bilgi edinme hakları hiçe sayılarak dikkate alınmadığı,
- Kamu İhale Kurumu, Maliye Bakanlığı, Sayıştay gibi kurumların incelemelerinin rafa kaldırıldığı,
- YÖK eski başkanları, yasalara aykırı olarak, kendileri hakkında yapılan suç duyurularını dikkate almayıp, kendilerini akladığı,
- Erdoğan Teziç’in rektörleri özellikle koruduğu, kolladığı ve yargının denetimi dışında bıraktığı,
- Görevini kötüye kullanan ve ihale mevzuatına aykırı işlemler yapan Fatih Hilmioğlu hakkında Erdoğan Teziç’in, yasalara aykırı olarak aldığı Başkanlık Kararı ile bu kişinin yargılanmasını engellediği,
- Anayasada ve 2547 sayılı Kanunda yapılan değişikliklerin ruhuna uygun olarak, Genelkurmay Başkanlığınca YÖK Denetleme Kuruluna üye seçilmesi uygulamasının sona erdirilmesi gerektiği.
KARARLARI YASALARIN DA ÖNÜNDE
DDK raporunda; Rektörlerin haklarındaki pekçok suç duyurusu ve yolsuzluk tespitlerinden dolayı yargılanmamaları için Kemal Gürüz döneminde “Başkanlık Kararları” diye bir uygulamanın “uydurulduğunu” belirtildi. Bu uygulamanın Erdoğan Teziç tarafından da devam ettirildiği ve yasaların hiçe sayılarak Rektörlerin korunduğu belirtildi.
SUÇLARINA TEK CELSELİ GÖRÜŞME
Teziç hakkında yapılan ve zaman içinde biriken tüm suç duyurularının, tek bir paket halinde görüşüldüğü 13.06.2006 günkü toplantının ses kayıtları denetçiler tarafından dinlendi. Kayıtlarda, toplantı içeriklerindeki pek çok usulsüzlük ve kanun dışı uygulamalar tespit edildi. Teziç hakkındaki suçlamalar yasa dışı olarak birleştirildi ve aklama gerçekleşti.
REKTÖR YOLSUZLUKLARI BİRER BİRER AKLADI
Raporda, Ondokuz Mayıs Üniversitesi Eski Rektörü Ferit Bernay’ın karıştığı yolsuzluk, usulsüzlük ve hatalar neticesinde Cumhuriyet Başsavcılığınca YÖK’e gönderilen dosyanın, Teziç tarafından aklandığı ve Çukurova Üniversitesi Eski Rektörü Yalçın Kekeç’in, üniversitesinde yapılan hukuksuzluğu astlarını korumak için üzerine aldığı, kendisinin de yine aynı yöntemle korunduğu da yer aldı.
SUÇLU GÖREVDEN ALINACAK
Raporun ardından denetçiler YÖK?Başkanı Yusuf Ziya Özcan’a da gerekli önlemleri alması konusunda bilgi verdi. DDK Denetçileri, Yüksek Öğretim Kurumu (YÖK) başkanlarını suçlayan iddialara karşı alınan kararların hukuka aykırı olduğunu ve sahte imza ile kayda geçirildiğini tespit etti. Disiplin ve Soruşturma Defterleri’nde, imzası olan kişilerin bilgisi haricinde, daha önce farklı evraklara attıkları imzalarının fotokopisi konulmak suretiyle evrakta sahtecilik suçu işlendiği belirlendi. Denetçiler söz konusu suçun YÖK Genel Sekreterliğinde çalışan bir personel etrafında döndüğünü YÖK Başkanı Özcan’a da bildirdi. Özcan’ın söz konusu kişiyi görevden almaya hazırlandığı öğrenildi. Raporda, bu suçları işleyen YÖK eski başkanları ile haklarında suç duyurusunda bulunulan ilgili dönem rektörlerinin dosyalarının tekrar gündeme alınması tavsiye edildi. YÖK’ün bu tavsiyeye uyacağı öğrenildi.
KARAR DEFTERİYLE KAYITLAR ÇELİŞİYOR
Toplantılarda Kanunun açık amir hükmü ortada olduğu halde, Başkanla ilgili suç duyurularının görüşüldüğü toplantılarda Milli Eğitim Bakanının oturuma katılarak başkanlık yapması şartına uyulmadığı da belgelendi. Karar defterindeki kayıtlarla ses kayıtları arasında da çarpıcı çelişkiler bulunduğu tespit edildi. Raporda; “deftere yapıştırılmış diğer kararlar, en başta format itibariyle belli bir şekle göre yazılmışken, 13.06.2006 kararları bu şekle uymamaktadır.” denilerek rapor ve ses kayıtları arasındaki çelişkiler de eklendi.
(Star Gazetesi)
---------------
Milliyet , 30.12.2009
http://www.milliyet.com.tr/Guncel/HaberDetay.aspx?aType=HaberDetay&KategoriID=24&ArticleID=1179836&Date=30.12.2009&b=YOK%20baskanlarina%20sorusturma%20surprizi
YÖK başkanlarına soruşturma sürprizi
ANKARA Milliyet
30.12.2009
Devlet Denetleme Kurulu hukuka aykırı uygulamalarda bulundukları gerekçesiyle bazı eski YÖK başkanlarına soruşturma açılmasını istedi
Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu (DDK), şikâyet ve ihbarlar konusunda hukuka aykırı uygulamalarda bulundukları gerekçesiyle bazı eski YÖK başkanları hakkında soruşturma açılmasını istedi.
Rapor özetinde hakkında soruşturma açılması istenen kişiler gizli tutulurken, içindekiler bölümünde eski YÖK başkanları Kemal Gürüz ile Erdoğan Teziç’in adları yer aldı.
DDK, 2007’de dönemin Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in isteğiyle başlattığı denetlemeyi tamamlayarak, “Yükseköğretimde Gözetim ve Denetim” konulu raporu hazırladı.
Raporda türban konusundaki hassasiyetleri ile dikkat çeken Kemal Gürüz ile Erdoğan Teziç hakkındaki ihbar ve şikâyetlerle ilgili incelemeye yer verildi. YÖK başkanları ve üniversitelerin üst düzey yöneticileri hakkındaki ihbar ve şikâyetlerle ilgili olarak yürütülen iş ve işlemlerin de incelendiği raporda, şu tespitler yer aldı:
- Bazı ihbar ve şikâyetlerle ilgili olarak ‘soruşturma açılmasına gerek yoktur’ şeklinde kararlar alınarak söz konusu ihbar ve şikâyetler hakkında herhangi bir soruşturma yapılmadığı tespit edilmiştir.
- YÖK başkanları ve rektörler hakkında, ihbar ve şikâyet müessesesinin işlerliği kaybolmuştur.
- Soruşturmaların hukuka aykırı sonlandırılması ve çeşitli sahtecilik fiilleri bu ortamda vücut bulmuştur.
- Muhbir ve şikâyetçilerin kimlik bilgilerinin ifşa edilmesi biçiminde hukuka aykırı işlemler yapıldığı tespit edilmiştir.
- YÖK Genel Kurulu, YÖK başkanları ve rektörlerin hukuka aykırı uygulamaları denetim olgusunun tamamıyla işlevselliğini yitirmesine yol açmıştır.
- Yükseköğretim alanı yolsuzluk ve usulsüzlüğün önlenememesine, artmasına elverişli ‘çevre’ haline gelmiştir.
Bu nedenle, oluşan ‘denetim açığı’ kendisini besleyen ve bu açığı kronikleştiren yapıya dönüşmüş görünmektedir. DDK, derneklere izinsiz üye olan öğretim elemanlarına disiplin cezası öngören yönetmeliğin kaldırılmasını da istedi.
İsimler karartıldı
Köşk’ün internet sitesinde yayımlanan raporun içindekiler bölümünde; Gürüz ve Teziç hakkındaki ihbar ve şikâyetlerin 198. ve 200. sayfalarda yer aldığı belirtildi. Ancak Cumhurbaşkanlığı, rapordaki bu isimleri öğleden sonra üstünü siyah renkle kapatarak kararttı.
---------------
Yeni Şafak , 30.12.2009
http://yenisafak.com.tr/Egitim/Default.aspx?t=30.12.2009&c=40&i=23187
2 YÖK başkanına soruşturma talebi
Yüksek öğretim alanının yolsuzluk ve usulsüzlüğe elverişli bir çevre haline geldiği tespiti yapılan DDK Raporu'nda iki eski YÖK Başkanı'na soruşturma açılması istendi.
ASLIHAN ALTAY KARATAŞ /
ANKARA - ANKARA (AA)
Cumhurbaşkanlığı DDK, ihbar ve şikayetleri hukuka aykırı bir şekilde soruşturmayan eski YÖK başkanları hakkında soruşturma açılmasını istedi. Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu “Yükseköğretimde Gözetim ve Denetim” raporunu açıkladı. Raporda, yüksek öğretim alanının 'denetim açığı' nedeniyle 'yolsuzluk ve usulsüzlüğe elverişli bir çevre' hâline geldiği ve bu durumun kronikleştiği tespiti yapıldı.
DENETİM AÇIĞI KRONİKLEŞTİ
Rapora göre YÖK'ün kontrolündeki Yükseköğretim Denetleme Kurulu, YÖK Başkanları ve rektörler hakkındaki ihbar ve şikayetler ile ilgili "soruşturma açılmasına gerek görülmemiştir" kararları vererek "hukuka aykırı" davrandı. Üniversitelerde denetim açığının kronik hale geldiğini belirten DDK, eski YÖK Başkanlarının ve Yükseköğretim Denetleme Kurulu'nun "hukuka aykırı" uygulamaları nedeniyle soruşturma açılmasını istedi. Raporun Cumhurbaşkanlığı internet sitesine konulan özetinde iki YÖK Başkanının isminin kapatılması dikkat çekti.
İLK DEFA DENETLENDİ
YÖK'ün ilk defa denetlenmesi anlamına gelen rapor, çok sayıda çarpıcı bilgiyi belgeleriyle ortaya koyarken, geçmiş YÖK yönetimlerinin yaptığı 'hukuksuzluğu' da ortaya koydu. İşte DDK raporunun ortaya çıkardığı çarpıcı gerçekler:
-İhbar ve şikâyetlerle ilgili olarak "soruşturma açılmasına gerek yoktur" şeklinde kararlar alınarak herhangi bir soruşturma yapılmadı.
-'Soruşturma açılmasına gerek görülmemiştir' şeklinde alınan kararlar cari bir usul hâline getirildi ve ihbar ve şikâyet müessesesinin işlerliğini kaybetmesine yol açıldı.
-Hesap verilebilirlikten uzak bir çalışma yöntemi, her seviyede YÖK'e hakim oldu. Böylece çeşitli sahtecilik fiilleri bu ortamda vücut buldu.
-Sayıştay, Maliye Bakanlığı veya Cumhuriyet Savcılıklarının yazıları şikâyet edilen üniversite rektörüne gönderildi. Rektörün cevabi yazısı esas alınarak "soruşturmaya mahal bulunmadığı" şeklinde Başkanlık kararları alındı.
ŞİKAYETÇİLER İHBAR EDİLDİ
Raporda, muhbir ve şikâyetçinin kimliklerinin gizlenmeksizin, ihbar ve şikayetin, şikâyette bulunulan kişilere/rektörlere/üniversitelere gönderilerek, muhbir ve şikâyetçilerin kimlik bilgilerinin 'hukuka aykırı bir şekilde' ifşa edildiği tespiti yapıldı. Ayrıca alınan "soruşturma açılmamasına yönelik" kararların, muhbir ve müştekiler ile Cumhuriyet Savcılıklarına gönderilmeyerek dava açma hakkının ortadan kaldırıldığı belirlendi. DDK Raporu'nda, Yükseköğretim Denetleme Kurulunun yeni baştan ele alınarak soruşturmaların, 2547 sayılı Kanunun 53/c maddesine göre değil, genel hükümlere göre yapılması önerisi de getirdi.
Şikayet mekanizması yanlış, değiştireceğiz
YÖK Başkanı Yusuf Ziya Özcan, gazetecilerin, Devlet Denetleme Kurulu'nun (DDK) yükseköğretimle ilgili raporu ile ilgili sorularını cevapladı. Bir gazetecinin 'Rektörlerle ilgili şikayette bulunan kişilerin muhbirlerin isimlerinin ifşa edilmesi de eleştiriliyor bununla ilgili bir değerlendirmeniz olacak mı?' sorusunu Özcan, 'Zaten rektörden şikayeti olan adamı, biz tekrar rektöre yolluyorduk. O yanlış bir şey. Ben size bunu birkaç kere söyledim. Onu değiştirmemiz lazım. Siz rektörü şikayet ediyorsunuz, biz de alıyoruz diyoruz ki; 'Bu şahıs şikayet ediyor, şuna bir bakın'. O yanlış bir şey. Başka bir mekanizmayı çalıştırmaya çalışacağız. Onu değiştirmek istiyoruz' diye yanıtladı.
30.12.2009
http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=933789&title=ddk-eski-yok-baskanlari-icin-sorusturma-istedi
DDK, eski YÖK başkanları için soruşturma istedi
Devlet Denetleme Kurulu, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer döneminde başlatılan 'Yükseköğretimde Gözetim ve Denetim' raporunu açıkladı. Üniversitelerde ciddi bir denetim zafiyeti olduğuna dikkat çekilen rapor çerçevesinde eski YÖK başkanları Kemal Gürüz ve Erdoğan Teziç hakkında soruşturma istendi.
Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu, eski YÖK başkanları Kemal Gürüz ve Erdoğan Teziç hakkında soruşturma açılmasını istedi. Eski Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer döneminde başlatılan 'Yükseköğretimde Gözetim ve Denetim' raporunu açıklayan kurul, yükseköğretimde ciddi bir denetim zafiyeti olduğunu vurguladı. Rapor, 'teftiş, inceleme ve soruşturma ve diğer idari işlemlerin yapılmasının temini için' Başbakanlık'a gönderildi.
YÖK'ün ilk defa denetlenmesi anlamına gelen rapor, çok sayıda çarpıcı bilgiyi belgeleriyle ortaya koyarken, geçmiş YÖK yönetimlerinin yaptığı 'hukuksuzluğu' gözler önüne seriyor. Raporda, "YÖK başkanları ve üniversite rektörlerinin hukuka aykırı uygulamaları Anayasa ile öngörülen denetim olgusunun tamamıyla işlevselliğini yitirmesine yol açmıştır. Bu husus özellikle üniversite ve YÖK yöneticilerinin hesap verilebilirlik ile ilgili algılamalarının değişmesine neden olmuş ve böylece yükseköğretim alanı yolsuzluk ve usulsüzlüğün artmasına elverişli bir çevre hâline gelmiştir." deniliyor.
Rapora göre Yükseköğretim Denetleme Kurulu, devlet üniversiteleri üzerindeki gözetim ve denetim anlamındaki asli fonksiyonundan neredeyse bütünüyle çekilmiş durumda. Son 10 yılda bu alanda yapılmış tüm görevlendirmeler, 2006 yılında Denetleme Kurulu'na verilen 3 üniversite (Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, Balıkesir Üniversitesi ve Boğaziçi Üniversitesi) ile ilgili 'genel denetim' görevinden ibaret. Buna karşılık Kurul, genel denetim çalışmalarını bütünüyle vakıf üniversitelerine yönlendirmiş. 2000-2008 yılları arasında toplam 223 genel denetim raporu düzenlenmiş, bu raporlardan sadece üçü devlet üniversitelerinin denetimlerine, diğerleri ise vakıf üniversitelerine yönelik.
ZAMAN
İBRAHİM ASALIOĞLU
ANKARA
30 Aralık 2009, Çarşamba
-----------------------------------------
Devlet Denetleme Kurulu Raporu
tarih : 26.10.2009
sayı : 2009 / 33-6
Yüksek Öğretimde Devletin Gözetim ve Denetimi /
Yasal Çerçeve ve YÖK’ün Uygulamaları
--------------------------------------------
--------------------------------------------
01.Aralık.2009
Star Gazete ,
http://www.stargazete.com/politika/fotokopi-imzayla-suclar-hasir-altinda-haber-228745.htm
Fotokopi imzayla suçlar hasır altında
Cumhurbaşkanlığına bağlı denetçiler, YÖK’ün eski başkanları Teziç ve Gürüz’ün fotokopi imza kullanarak hukuksuz işlem yapıp birçok suçu akladığını belirledi
CEVHERİ GÜVEN ANKARA
Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu Denetçileri, eski YÖK başkanları Kemal Gürüz ve Erdoğan Teziç’i suçlayan iddialara karşı alınan, hukuka aykırı kararların sahte imza ile kayda geçirildiğini tespit etti.
RAPOR TAM 200 SAYFA
Emniyete başvuran DDK Denetçileri, kriminalden imzaların başka belgelerden söz konusu belgelere fotokopi yoluyla kopyalandığı yönünde rapor aldı. Şaibeli YÖK toplantılarının ses kayıtlarını da dinleyen denetçiler, 26.10.2009 tarih ve 2009/33-6 sayılı “Yüksek Öğretimde Devletin Gözetim ve Denetimi / Yasal Çerçeve ve YÖK’ün Uygulamaları” başlıklı ekleri hariç 200 sayfalık rapor hazırladı.
ÇALIŞMAYA İSEN’DEN TEYİT
Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu Denetçileri tarafından hazırlanan 200 sayfalık raporda YÖK eski Başkanları Kemal Gürüz ve Erdoğan Teziç başta olmak üzere YÖK’ün üst kurulları ve Rektörler hakkında çok çarpıcı tespitler yer alıyor. Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Mustafa İsen, sözkonusu çalışmayı teyit ederken, Denetçiler tamamladıkları raporlarla ilgili bir dizi suç duyurusunda bulunacak. Suç duyurularının ardından Erdoğan Teziç ve Kemal Gürüz hakkında yargı yolunun açılması ihtimali de gündemde.
İşte yasadışı yolla saklanan olaylar
Cumhurbaşkanlığı müfettişleri tarafından hazırlanan, ekleri hariç yaklaşık 200 sayfalık rapordan satırbaşları:
• YÖK eski Başkanları Prof. Dr. Kemal Gürüz ve Prof. Dr. Erdoğan Teziç hakkında öne sürülen iddialara ilişkin ceza soruşturması yapılmasının, 2547 sayılı Kanunun 53/c maddesine aykırı olarak engellendiği,
• YÖK’ün Cumhuriyet Savcılıklarının gönderdiği dosyaları dikkate almadığı, cevap dahi yazmadığı,
n Kemal Gürüz ve Erdoğan Teçiz’in, yasalara aykırı olarak, uydurulan “Başkanlık Kararları” ile Rektörleri koruma altına aldığı,
• Rektörlerle ilgili olarak, öğretim elemanları veya diğer kişiler tarafından yapılan şikayet başvurularının, bilgi edinme hakları hiçe sayılarak dikkate alınmadığı,
• Kamu İhale Kurumu, Maliye Bakanlığı, Sayıştay gibi kurumların incelemelerinin rafa kaldırıldığı,
• YÖK eski başkanları, yasalara aykırı olarak, kendileri hakkında yapılan suç duyurularını dikkate almayıp, kendilerini akladığı,
• Erdoğan TEZİÇ’in rektörleri özellikle koruduğu, kolladığı ve yargının denetimi dışında bıraktığı,
• Görevini kötüye kullanan ve ihale mevzuatına aykırı işlemler yapan Fatih Hilmioğlu hakkında Erdoğan Teziç’in, yasalara aykırı olarak aldığı Başkanlık Kararı ile bu kişinin yargılanmasını engellediği,
• Anayasada ve 2547 sayılı Kanunda yapılan değişikliklerin ruhuna uygun olarak, Genelkurmay Başkanlığınca YÖK Denetleme Kuruluna üye seçilmesi uygulamasının sona erdirilmesi gerektiği.
Kararları yasaların da önünde
DDK raporunda; Rektörlerin haklarındaki pekçok suç duyurusu ve yolsuzluk tespitlerinden dolayı yargılanmamaları için Kemal Gürüz döneminde “Başkanlık Kararları” diye bir uygulamanın “uydurulduğunu” belirtildi. Bu uygulamanın Erdoğan Teziç tarafından da devam ettirildiği ve yasaların hiçe sayılarak Rektörlerin korunduğu belirtildi.
Suçlarına tek celseli görüşme
Teziç hakkında yapılan ve zaman içinde biriken tüm suç duyurularının, tek bir paket halinde görüşüldüğü 13.06.2006 günkü toplantının ses kayıtları denetçiler tarafından dinlendi. Kayıtlarda, toplantı içeriklerindeki pek çok usulsüzlük ve kanun dışı uygulamalar tespit edildi. Teziç hakkındaki suçlamalar yasa dışı olarak birleştirildi ve aklama gerçekleşti.
Rektör yolsuzlukları birer birer aklandı
Raporda, Ondokuz Mayıs Üniversitesi Eski Rektörü Ferit Bernay’ın karıştığı yolsuzluk, usulsüzlük ve hatalar neticesinde Cumhuriyet Başsavcılığınca YÖK’e gönderilen dosyanın, Teziç tarafından aklandığı ve Çukurova Üniversitesi Eski Rektörü Yalçın Kekeç’in, üniversitesinde yapılan hukuksuzluğu astlarını korumak için üzerine aldığı, kendisinin de yine aynı yöntemle korunduğu da yer aldı.
Suçlu görevden alInacak
Raporun ardından denetçiler YÖK Başkanı Yusuf Ziya Özcan’a da gerekli önlemleri alması konusunda bilgi verdi. DDK Denetçileri, Yüksek Öğretim Kurumu (YÖK) başkanlarını suçlayan iddialara karşı alınan kararların hukuka aykırı olduğunu ve sahte imza ile kayda geçirildiğini tespit etti. Disiplin ve Soruşturma Defterleri’nde, imzası olan kişilerin bilgisi haricinde, daha önce farklı evraklara attıkları imzalarının fotokopisi konulmak suretiyle evrakta sahtecilik suçu işlendiği belirlendi. Denetçiler sözkonusu suçun YÖK Genel Sekreterliğinde çalışan bir personel etrafında döndüğünü YÖK Başkanı Özcan’a da bildirdi. Özcan’ın söz konusu kişiyi görevden almaya hazırlandığı öğrenildi. Raporda, bu suçları işleyen YÖK eski başkanları ile haklarında suç duyurusunda bulunulan ilgili dönem rektörlerinin dosyalarının tekrar gündeme alınması tavsiye edildi. YÖK’ün bu tavsiyeye uyacağı öğrenildi.
Karar defteriyle kayıtlar çelişiyor
Toplantılarda Kanunun açık amir hükmü ortada olduğu halde, Başkanla ilgili suç duyurularının görüşüldüğü toplantılarda Milli Eğitim Bakanının oturuma katılarak başkanlık yapması şartına uyulmadığı da belgelendi. Karar defterindeki kayıtlarla ses kayıtları arasında da çarpıcı çelişkiler bulunduğu tespit edildi. Raporda; “deftere yapıştırılmış diğer kararlar, en başta format itibariyle belli bir şekle göre yazılmışken, 13.06.2006 kararları bu şekle uymamaktadır.” denilerek rapor ve ses kayıtları arasındaki çelişkiler de eklendi.
---------------
http://www.egazetehaber.com/yokte-sahte-imza-skandali-haber,3799.html
YÖK'te sahte imza skandalı
Cumhurbaşkanlığına bağlı denetçiler, YÖK'ün eski başkanları Erdoğan Teziç ve Kemal Gürüz'ün fotokopi imza kullanarak hukuksuz işlemlerle birçok suçu akladığını belirledi
01 Aralık 2009, 11:51
Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu Denetçileri, eski YÖK başkanları Kemal Gürüz ve Erdoğan Teziç’i suçlayan iddialara karşı alınan, hukuka aykırı kararların sahte imza ile kayda geçirildiğini tespit etti.
RAPOR TAM 200 SAYFA
Emniyete başvuran DDK Denetçileri, kriminalden imzaların başka belgelerden söz konusu belgelere fotokopi yoluyla kopyalandığı yönünde rapor aldı. Şaibeli YÖK toplantılarının ses kayıtlarını da dinleyen denetçiler, 26.10.2009 tarih ve 2009/33-6 sayılı “Yüksek Öğretimde Devletin Gözetim ve Denetimi / Yasal Çerçeve ve YÖK’ün Uygulamaları” başlıklı ekleri hariç 200 sayfalık rapor hazırladı.
ÇALIŞMAYA MUSTAFA İSEN’DEN TEYİT
Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu Denetçileri tarafından hazırlanan 200 sayfalık raporda YÖK eski Başkanları Kemal Gürüz ve Erdoğan Teziç başta olmak üzere YÖK’ün üst kurulları ve Rektörler hakkında çok çarpıcı tespitler yer alıyor. Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Mustafa İsen, söz konusu çalışmayı teyit ederken, Denetçiler tamamladıkları raporlarla ilgili bir dizi suç duyurusunda bulunacak. Suç duyurularının ardından Erdoğan Teziç ve Kemal Gürüz hakkında yargı yolunun açılması ihtimali de gündemde.
İşte yasadışı yolla saklanan olaylar:
Cumhurbaşkanlığı müfettişleri tarafından hazırlanan, ekleri hariç yaklaşık 200 sayfalık rapordan satırbaşları:
- YÖK eski Başkanları Prof. Dr. Kemal Gürüz ve Prof. Dr. Erdoğan Teziç hakkında öne sürülen iddialara ilişkin ceza soruşturması yapılmasının, 2547 sayılı Kanunun 53/c maddesine aykırı olarak engellendiği,
- YÖK’ün Cumhuriyet Savcılıklarının gönderdiği dosyaları dikkate almadığı, cevap dahi yazmadığı,
- Kemal Gürüz ve Erdoğan Teçiz’in, yasalara aykırı olarak, uydurulan “Başkanlık Kararları” ile Rektörleri koruma altına aldığı,
- Rektörlerle ilgili olarak, öğretim elemanları veya diğer kişiler tarafından yapılan şikayet başvurularının, bilgi edinme hakları hiçe sayılarak dikkate alınmadığı,
- Kamu İhale Kurumu, Maliye Bakanlığı, Sayıştay gibi kurumların incelemelerinin rafa kaldırıldığı,
- YÖK eski başkanları, yasalara aykırı olarak, kendileri hakkında yapılan suç duyurularını dikkate almayıp, kendilerini akladığı,
- Erdoğan Teziç’in rektörleri özellikle koruduğu, kolladığı ve yargının denetimi dışında bıraktığı,
- Görevini kötüye kullanan ve ihale mevzuatına aykırı işlemler yapan Fatih Hilmioğlu hakkında Erdoğan Teziç’in, yasalara aykırı olarak aldığı Başkanlık Kararı ile bu kişinin yargılanmasını engellediği,
- Anayasada ve 2547 sayılı Kanunda yapılan değişikliklerin ruhuna uygun olarak, Genelkurmay Başkanlığınca YÖK Denetleme Kuruluna üye seçilmesi uygulamasının sona erdirilmesi gerektiği.
KARARLARI YASALARIN DA ÖNÜNDE
DDK raporunda; Rektörlerin haklarındaki pekçok suç duyurusu ve yolsuzluk tespitlerinden dolayı yargılanmamaları için Kemal Gürüz döneminde “Başkanlık Kararları” diye bir uygulamanın “uydurulduğunu” belirtildi. Bu uygulamanın Erdoğan Teziç tarafından da devam ettirildiği ve yasaların hiçe sayılarak Rektörlerin korunduğu belirtildi.
SUÇLARINA TEK CELSELİ GÖRÜŞME
Teziç hakkında yapılan ve zaman içinde biriken tüm suç duyurularının, tek bir paket halinde görüşüldüğü 13.06.2006 günkü toplantının ses kayıtları denetçiler tarafından dinlendi. Kayıtlarda, toplantı içeriklerindeki pek çok usulsüzlük ve kanun dışı uygulamalar tespit edildi. Teziç hakkındaki suçlamalar yasa dışı olarak birleştirildi ve aklama gerçekleşti.
REKTÖR YOLSUZLUKLARI BİRER BİRER AKLADI
Raporda, Ondokuz Mayıs Üniversitesi Eski Rektörü Ferit Bernay’ın karıştığı yolsuzluk, usulsüzlük ve hatalar neticesinde Cumhuriyet Başsavcılığınca YÖK’e gönderilen dosyanın, Teziç tarafından aklandığı ve Çukurova Üniversitesi Eski Rektörü Yalçın Kekeç’in, üniversitesinde yapılan hukuksuzluğu astlarını korumak için üzerine aldığı, kendisinin de yine aynı yöntemle korunduğu da yer aldı.
SUÇLU GÖREVDEN ALINACAK
Raporun ardından denetçiler YÖK?Başkanı Yusuf Ziya Özcan’a da gerekli önlemleri alması konusunda bilgi verdi. DDK Denetçileri, Yüksek Öğretim Kurumu (YÖK) başkanlarını suçlayan iddialara karşı alınan kararların hukuka aykırı olduğunu ve sahte imza ile kayda geçirildiğini tespit etti. Disiplin ve Soruşturma Defterleri’nde, imzası olan kişilerin bilgisi haricinde, daha önce farklı evraklara attıkları imzalarının fotokopisi konulmak suretiyle evrakta sahtecilik suçu işlendiği belirlendi. Denetçiler söz konusu suçun YÖK Genel Sekreterliğinde çalışan bir personel etrafında döndüğünü YÖK Başkanı Özcan’a da bildirdi. Özcan’ın söz konusu kişiyi görevden almaya hazırlandığı öğrenildi. Raporda, bu suçları işleyen YÖK eski başkanları ile haklarında suç duyurusunda bulunulan ilgili dönem rektörlerinin dosyalarının tekrar gündeme alınması tavsiye edildi. YÖK’ün bu tavsiyeye uyacağı öğrenildi.
KARAR DEFTERİYLE KAYITLAR ÇELİŞİYOR
Toplantılarda Kanunun açık amir hükmü ortada olduğu halde, Başkanla ilgili suç duyurularının görüşüldüğü toplantılarda Milli Eğitim Bakanının oturuma katılarak başkanlık yapması şartına uyulmadığı da belgelendi. Karar defterindeki kayıtlarla ses kayıtları arasında da çarpıcı çelişkiler bulunduğu tespit edildi. Raporda; “deftere yapıştırılmış diğer kararlar, en başta format itibariyle belli bir şekle göre yazılmışken, 13.06.2006 kararları bu şekle uymamaktadır.” denilerek rapor ve ses kayıtları arasındaki çelişkiler de eklendi.
(Star Gazetesi)
---------------
Milliyet , 30.12.2009
http://www.milliyet.com.tr/Guncel/HaberDetay.aspx?aType=HaberDetay&KategoriID=24&ArticleID=1179836&Date=30.12.2009&b=YOK%20baskanlarina%20sorusturma%20surprizi
YÖK başkanlarına soruşturma sürprizi
ANKARA Milliyet
30.12.2009
Devlet Denetleme Kurulu hukuka aykırı uygulamalarda bulundukları gerekçesiyle bazı eski YÖK başkanlarına soruşturma açılmasını istedi
Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu (DDK), şikâyet ve ihbarlar konusunda hukuka aykırı uygulamalarda bulundukları gerekçesiyle bazı eski YÖK başkanları hakkında soruşturma açılmasını istedi.
Rapor özetinde hakkında soruşturma açılması istenen kişiler gizli tutulurken, içindekiler bölümünde eski YÖK başkanları Kemal Gürüz ile Erdoğan Teziç’in adları yer aldı.
DDK, 2007’de dönemin Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in isteğiyle başlattığı denetlemeyi tamamlayarak, “Yükseköğretimde Gözetim ve Denetim” konulu raporu hazırladı.
Raporda türban konusundaki hassasiyetleri ile dikkat çeken Kemal Gürüz ile Erdoğan Teziç hakkındaki ihbar ve şikâyetlerle ilgili incelemeye yer verildi. YÖK başkanları ve üniversitelerin üst düzey yöneticileri hakkındaki ihbar ve şikâyetlerle ilgili olarak yürütülen iş ve işlemlerin de incelendiği raporda, şu tespitler yer aldı:
- Bazı ihbar ve şikâyetlerle ilgili olarak ‘soruşturma açılmasına gerek yoktur’ şeklinde kararlar alınarak söz konusu ihbar ve şikâyetler hakkında herhangi bir soruşturma yapılmadığı tespit edilmiştir.
- YÖK başkanları ve rektörler hakkında, ihbar ve şikâyet müessesesinin işlerliği kaybolmuştur.
- Soruşturmaların hukuka aykırı sonlandırılması ve çeşitli sahtecilik fiilleri bu ortamda vücut bulmuştur.
- Muhbir ve şikâyetçilerin kimlik bilgilerinin ifşa edilmesi biçiminde hukuka aykırı işlemler yapıldığı tespit edilmiştir.
- YÖK Genel Kurulu, YÖK başkanları ve rektörlerin hukuka aykırı uygulamaları denetim olgusunun tamamıyla işlevselliğini yitirmesine yol açmıştır.
- Yükseköğretim alanı yolsuzluk ve usulsüzlüğün önlenememesine, artmasına elverişli ‘çevre’ haline gelmiştir.
Bu nedenle, oluşan ‘denetim açığı’ kendisini besleyen ve bu açığı kronikleştiren yapıya dönüşmüş görünmektedir. DDK, derneklere izinsiz üye olan öğretim elemanlarına disiplin cezası öngören yönetmeliğin kaldırılmasını da istedi.
İsimler karartıldı
Köşk’ün internet sitesinde yayımlanan raporun içindekiler bölümünde; Gürüz ve Teziç hakkındaki ihbar ve şikâyetlerin 198. ve 200. sayfalarda yer aldığı belirtildi. Ancak Cumhurbaşkanlığı, rapordaki bu isimleri öğleden sonra üstünü siyah renkle kapatarak kararttı.
---------------
Yeni Şafak , 30.12.2009
http://yenisafak.com.tr/Egitim/Default.aspx?t=30.12.2009&c=40&i=23187
2 YÖK başkanına soruşturma talebi
Yüksek öğretim alanının yolsuzluk ve usulsüzlüğe elverişli bir çevre haline geldiği tespiti yapılan DDK Raporu'nda iki eski YÖK Başkanı'na soruşturma açılması istendi.
ASLIHAN ALTAY KARATAŞ /
ANKARA - ANKARA (AA)
Cumhurbaşkanlığı DDK, ihbar ve şikayetleri hukuka aykırı bir şekilde soruşturmayan eski YÖK başkanları hakkında soruşturma açılmasını istedi. Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu “Yükseköğretimde Gözetim ve Denetim” raporunu açıkladı. Raporda, yüksek öğretim alanının 'denetim açığı' nedeniyle 'yolsuzluk ve usulsüzlüğe elverişli bir çevre' hâline geldiği ve bu durumun kronikleştiği tespiti yapıldı.
DENETİM AÇIĞI KRONİKLEŞTİ
Rapora göre YÖK'ün kontrolündeki Yükseköğretim Denetleme Kurulu, YÖK Başkanları ve rektörler hakkındaki ihbar ve şikayetler ile ilgili "soruşturma açılmasına gerek görülmemiştir" kararları vererek "hukuka aykırı" davrandı. Üniversitelerde denetim açığının kronik hale geldiğini belirten DDK, eski YÖK Başkanlarının ve Yükseköğretim Denetleme Kurulu'nun "hukuka aykırı" uygulamaları nedeniyle soruşturma açılmasını istedi. Raporun Cumhurbaşkanlığı internet sitesine konulan özetinde iki YÖK Başkanının isminin kapatılması dikkat çekti.
İLK DEFA DENETLENDİ
YÖK'ün ilk defa denetlenmesi anlamına gelen rapor, çok sayıda çarpıcı bilgiyi belgeleriyle ortaya koyarken, geçmiş YÖK yönetimlerinin yaptığı 'hukuksuzluğu' da ortaya koydu. İşte DDK raporunun ortaya çıkardığı çarpıcı gerçekler:
-İhbar ve şikâyetlerle ilgili olarak "soruşturma açılmasına gerek yoktur" şeklinde kararlar alınarak herhangi bir soruşturma yapılmadı.
-'Soruşturma açılmasına gerek görülmemiştir' şeklinde alınan kararlar cari bir usul hâline getirildi ve ihbar ve şikâyet müessesesinin işlerliğini kaybetmesine yol açıldı.
-Hesap verilebilirlikten uzak bir çalışma yöntemi, her seviyede YÖK'e hakim oldu. Böylece çeşitli sahtecilik fiilleri bu ortamda vücut buldu.
-Sayıştay, Maliye Bakanlığı veya Cumhuriyet Savcılıklarının yazıları şikâyet edilen üniversite rektörüne gönderildi. Rektörün cevabi yazısı esas alınarak "soruşturmaya mahal bulunmadığı" şeklinde Başkanlık kararları alındı.
ŞİKAYETÇİLER İHBAR EDİLDİ
Raporda, muhbir ve şikâyetçinin kimliklerinin gizlenmeksizin, ihbar ve şikayetin, şikâyette bulunulan kişilere/rektörlere/üniversitelere gönderilerek, muhbir ve şikâyetçilerin kimlik bilgilerinin 'hukuka aykırı bir şekilde' ifşa edildiği tespiti yapıldı. Ayrıca alınan "soruşturma açılmamasına yönelik" kararların, muhbir ve müştekiler ile Cumhuriyet Savcılıklarına gönderilmeyerek dava açma hakkının ortadan kaldırıldığı belirlendi. DDK Raporu'nda, Yükseköğretim Denetleme Kurulunun yeni baştan ele alınarak soruşturmaların, 2547 sayılı Kanunun 53/c maddesine göre değil, genel hükümlere göre yapılması önerisi de getirdi.
Şikayet mekanizması yanlış, değiştireceğiz
YÖK Başkanı Yusuf Ziya Özcan, gazetecilerin, Devlet Denetleme Kurulu'nun (DDK) yükseköğretimle ilgili raporu ile ilgili sorularını cevapladı. Bir gazetecinin 'Rektörlerle ilgili şikayette bulunan kişilerin muhbirlerin isimlerinin ifşa edilmesi de eleştiriliyor bununla ilgili bir değerlendirmeniz olacak mı?' sorusunu Özcan, 'Zaten rektörden şikayeti olan adamı, biz tekrar rektöre yolluyorduk. O yanlış bir şey. Ben size bunu birkaç kere söyledim. Onu değiştirmemiz lazım. Siz rektörü şikayet ediyorsunuz, biz de alıyoruz diyoruz ki; 'Bu şahıs şikayet ediyor, şuna bir bakın'. O yanlış bir şey. Başka bir mekanizmayı çalıştırmaya çalışacağız. Onu değiştirmek istiyoruz' diye yanıtladı.
30.12.2009
---------------
Zaman , 29 Aralık 2009
http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=933714&title=ddk-eski-yok-baskanlari-icin-sorusturma-istedi&haberSayfa=1
DDK, eski YÖK başkanları için soruşturma istedi
Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu, eski YÖK başkanları Kemal Gürüz ve Erdoğan Teziç hakkında soruşturma açılmasını istedi.
Eski Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer döneminde başlatılan 'Yükseköğretimde Gözetim ve Denetim' raporunu açıklayan Devlet Denetleme Kurulu, yükseköğretimde ciddi bir denetim zafiyeti olduğunu vurguladı. Rapor 'teftiş, inceleme, soruşturma ve diğer idari işlemlerin yapılmasının temini için' Başbakanlığa gönderildi. YÖK'ün ilk defa denetlenmesi anlamına gelen rapor, çok sayıda çarpıcı bilgiyi belgeleriyle ortaya koyarken, geçmiş YÖK yönetimlerinin yaptığı 'hukuksuzluğu' da ortaya koydu. Raporda özetle şöyle denildi: "Gerek Yükseköğretim Denetleme Kurulu'nun mevcut yapısal sorunları ve denetim uygulamalarındaki eksiklikleri/hataları, gerekse ihbar ve şikâyetler hakkında YÖK Genel Kurulu, YÖK Başkanları ve üniversite rektörlerinin hukuka aykırı uygulamaları Anayasa ile öngörülen denetim olgusunun tamamıyla işlevselliğini yitirmesine yol açmıştır. Bu husus özellikle üniversite ve YÖK yöneticilerinin hesap verilebilirlik ile ilgili algılamalarının değişmesine neden olmuş ve böylece yükseköğretim alanı yolsuzluk ve usulsüzlüğün önlenememesine/artmasına elverişli bir çevre hâline gelmiştir."
Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu (DDK) raporunda, yükseköğretim alanının yolsuzluk ve usulsüzlüğün artmasına elverişli bir çevre haline geldiği belirtildi.
Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu'nun, 'Yükseköğretimde Gözetim ve Denetim' başlıklı raporunun özeti, Çankaya Köşkü'nün internet sayfasında yayınlandı. Söz konusu rapor özetinde, çalışmanın, Cumhurbaşkanlığı'nın 05.06.2007 tarihli talimatı ile başlatıldığı kaydedildi.
Raporun özetinde, YÖK başkanları ve rektörler hakkındaki şikayet ve ihbarlara ilişkin yürütülen iş ve işlemlerin incelendiği belirtildi. Bu çerçevede, YÖK Genel Kurulu ve YÖK başkanları tarafından yürütülen hukuka aykırı uygulamaların ortaya konduğu ve bunlar hakkında soruşturma açılması gerekliliğine işaret edildiği kaydedildi.
Raporda, Yükseköğretim Denetleme Kurulu'nun hem mevzuat hem de uygulamaları itibariyle ayrıntılı olarak değerlendirmeye tabi tutulduğu aktarıldı. YÖK'e intikal eden ihbar ve şikayetler hakkında Yükseköğretim Kurulu'nca yürütülen iş ve işlemlerin incelenmesi ve değerlendirilmesinin yapıldığı belirtildi.
Yüksek Öğretim Denetleme Kurulu'nun, son 10 yılda gerçekleştirdiği çalışmalar ve ürettiği raporlar üzerinden sayısal incelemeler yapıldığı ifade edilen raporda; şu görüşler aktarıldı:
"Kurulun son 10 yılda gerçekleştirdiği çalışmalar ve ürettiği raporlar üzerinden yapılan sayısal incelemelerle tespit edilen en önemli sonuç; Yükseköğretim Denetleme Kurulu'nun devlet üniversiteleri üzerindeki gözetim ve denetim anlamındaki asli fonksiyonundan neredeyse bütünüyle çekilmiş olmasıdır.
Son 10 yılda bu alanda yapılmış tüm görevlendirmeler, 2006 yılında Kurula verilen 3 üniversite (Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, Balıkesir Üniversitesi ve Boğaziçi Üniversitesi) ile ilgili genel denetim görevinden ibarettir. Buna karşılık, Kurul genel denetim çalışmalarını bütünüyle vakıf üniversitelerine yönlendirmiş görünmektedir. 2000-2008 yılları arasında toplam 223 genel denetim raporu düzenlenmiş olup, bu raporlardan sadece üçü devlet üniversitelerinden icra edilen denetimlere, diğerleri ise vakıf üniversitelerine yöneliktir."
Raporda, Yükseköğretim Denetleme Kurulu'nun hem nicelik hem de nitelik açısından denetim işlevine odaklı olarak kurulmadığı kaydedilerek, "Kurulun mevcut oluşumu ve üye sayısı, hem nicelik hem de nitelik açısından, tüm Türk Yükseköğretim Sisteminin denetlenmesi görevini yerine getirmeye yetecek kapasitede olmaktan uzaktır." denildi.
İHBAR VE ŞİKAYETLER
Raporda, gelen ihbar ve şikayetler üzerinde de duruldu. 'Yükseköğretim Denetleme Kurulu'nca yazılan raporlarda, soruşturma açılması istenen az sayıdaki durumlarda dahi raporda varılan sonucu değiştirecek nitelikte herhangi bir kanıt bulunmaksızın hukuka aykırı bir biçimde YÖK Başkanınca soruşturma açılmasına gerek olmadığına dair karar verildiği belirtildi.
"Muhbir ve şikayetçinin kimliği gizlenmeksizin, ihbar ve şikayet konusu iddiaların idari araştırma kapsamında haklarında ihbar ve şikayette bulunulan kişilere-rektöre-üniversitelere gönderilmesi suretiyle muhbir ve şikayetçilerin kimlik bilgilerinin ifşa edilmesi biçiminde hukuka aykırı işlemler yapıldığı tespit edilmiştir." ifadelerine yer verildi.
"YÜKSEKÖĞRETİM ALANI YOLSUZLUĞUN ÖNLENEMEMESİNE ELVERİŞLİ HALE GELDİ"
Raporun sonuç bölümünde, devletin üniversiteler üzerindeki gözetim ve denetiminin, gerek mevzuat alt yapısındaki eksiklikler, gerekse YÖK Genel Kurulu, YÖK başkanları ve Yükseköğretim Denetleme Kurulu'nun uygulamaları nedeniyle, devlet adına icra edilen bir kamu hizmeti olma niteliğini tamamıyla kaybettiği kaydedildi.
Yükseköğretim Denetleme Kurulu'nun 'mevcut yapısal sorunları ve denetim uygulamalarındaki eksiklikleri/hataları gerekse ihbar ve şikayetler hakkında YÖK Genel Kurulu, YÖK başkanları ve üniversite rektörlerinin hukuka aykırı uygulamalarının Anayasa ile öngörülen denetim olgusunun tamamıyla işlevselliğini yitirmesine yol açtığı' ifade edildi.
Raporda, "Bu husus, özellikle yükseköğretim kurum ve üst kuruluşlarının yöneticilerinin hesap verilebilirlik ile ilgili algılamalarının değişmesine neden olmuş ve böylece yükseköğretim alanı yolsuzluk ve usulsüzlüğün önlenememesine/artmasına elverişli bir çevre haline gelmiştir. Bu nedenle, oluşan denetim açığı kendisini besleyen ve bu açığı kronikleştiren bir yapıya dönüşmüş görünmektedir." denildi.
(CİHAN) (CİHAN)
29 Aralık 2009, Salı
---------------
Zaman , 30 Aralık 2009Zaman , 29 Aralık 2009
http://www.zaman.com.tr/haber.
DDK, eski YÖK başkanları için soruşturma istedi
Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu, eski YÖK başkanları Kemal Gürüz ve Erdoğan Teziç hakkında soruşturma açılmasını istedi.
Eski Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer döneminde başlatılan 'Yükseköğretimde Gözetim ve Denetim' raporunu açıklayan Devlet Denetleme Kurulu, yükseköğretimde ciddi bir denetim zafiyeti olduğunu vurguladı. Rapor 'teftiş, inceleme, soruşturma ve diğer idari işlemlerin yapılmasının temini için' Başbakanlığa gönderildi. YÖK'ün ilk defa denetlenmesi anlamına gelen rapor, çok sayıda çarpıcı bilgiyi belgeleriyle ortaya koyarken, geçmiş YÖK yönetimlerinin yaptığı 'hukuksuzluğu' da ortaya koydu. Raporda özetle şöyle denildi: "Gerek Yükseköğretim Denetleme Kurulu'nun mevcut yapısal sorunları ve denetim uygulamalarındaki eksiklikleri/hataları, gerekse ihbar ve şikâyetler hakkında YÖK Genel Kurulu, YÖK Başkanları ve üniversite rektörlerinin hukuka aykırı uygulamaları Anayasa ile öngörülen denetim olgusunun tamamıyla işlevselliğini yitirmesine yol açmıştır. Bu husus özellikle üniversite ve YÖK yöneticilerinin hesap verilebilirlik ile ilgili algılamalarının değişmesine neden olmuş ve böylece yükseköğretim alanı yolsuzluk ve usulsüzlüğün önlenememesine/artmasına elverişli bir çevre hâline gelmiştir."
Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu (DDK) raporunda, yükseköğretim alanının yolsuzluk ve usulsüzlüğün artmasına elverişli bir çevre haline geldiği belirtildi.
Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu'nun, 'Yükseköğretimde Gözetim ve Denetim' başlıklı raporunun özeti, Çankaya Köşkü'nün internet sayfasında yayınlandı. Söz konusu rapor özetinde, çalışmanın, Cumhurbaşkanlığı'nın 05.06.2007 tarihli talimatı ile başlatıldığı kaydedildi.
Raporun özetinde, YÖK başkanları ve rektörler hakkındaki şikayet ve ihbarlara ilişkin yürütülen iş ve işlemlerin incelendiği belirtildi. Bu çerçevede, YÖK Genel Kurulu ve YÖK başkanları tarafından yürütülen hukuka aykırı uygulamaların ortaya konduğu ve bunlar hakkında soruşturma açılması gerekliliğine işaret edildiği kaydedildi.
Raporda, Yükseköğretim Denetleme Kurulu'nun hem mevzuat hem de uygulamaları itibariyle ayrıntılı olarak değerlendirmeye tabi tutulduğu aktarıldı. YÖK'e intikal eden ihbar ve şikayetler hakkında Yükseköğretim Kurulu'nca yürütülen iş ve işlemlerin incelenmesi ve değerlendirilmesinin yapıldığı belirtildi.
Yüksek Öğretim Denetleme Kurulu'nun, son 10 yılda gerçekleştirdiği çalışmalar ve ürettiği raporlar üzerinden sayısal incelemeler yapıldığı ifade edilen raporda; şu görüşler aktarıldı:
"Kurulun son 10 yılda gerçekleştirdiği çalışmalar ve ürettiği raporlar üzerinden yapılan sayısal incelemelerle tespit edilen en önemli sonuç; Yükseköğretim Denetleme Kurulu'nun devlet üniversiteleri üzerindeki gözetim ve denetim anlamındaki asli fonksiyonundan neredeyse bütünüyle çekilmiş olmasıdır.
Son 10 yılda bu alanda yapılmış tüm görevlendirmeler, 2006 yılında Kurula verilen 3 üniversite (Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, Balıkesir Üniversitesi ve Boğaziçi Üniversitesi) ile ilgili genel denetim görevinden ibarettir. Buna karşılık, Kurul genel denetim çalışmalarını bütünüyle vakıf üniversitelerine yönlendirmiş görünmektedir. 2000-2008 yılları arasında toplam 223 genel denetim raporu düzenlenmiş olup, bu raporlardan sadece üçü devlet üniversitelerinden icra edilen denetimlere, diğerleri ise vakıf üniversitelerine yöneliktir."
Raporda, Yükseköğretim Denetleme Kurulu'nun hem nicelik hem de nitelik açısından denetim işlevine odaklı olarak kurulmadığı kaydedilerek, "Kurulun mevcut oluşumu ve üye sayısı, hem nicelik hem de nitelik açısından, tüm Türk Yükseköğretim Sisteminin denetlenmesi görevini yerine getirmeye yetecek kapasitede olmaktan uzaktır." denildi.
İHBAR VE ŞİKAYETLER
Raporda, gelen ihbar ve şikayetler üzerinde de duruldu. 'Yükseköğretim Denetleme Kurulu'nca yazılan raporlarda, soruşturma açılması istenen az sayıdaki durumlarda dahi raporda varılan sonucu değiştirecek nitelikte herhangi bir kanıt bulunmaksızın hukuka aykırı bir biçimde YÖK Başkanınca soruşturma açılmasına gerek olmadığına dair karar verildiği belirtildi.
"Muhbir ve şikayetçinin kimliği gizlenmeksizin, ihbar ve şikayet konusu iddiaların idari araştırma kapsamında haklarında ihbar ve şikayette bulunulan kişilere-rektöre-üniversitelere gönderilmesi suretiyle muhbir ve şikayetçilerin kimlik bilgilerinin ifşa edilmesi biçiminde hukuka aykırı işlemler yapıldığı tespit edilmiştir." ifadelerine yer verildi.
"YÜKSEKÖĞRETİM ALANI YOLSUZLUĞUN ÖNLENEMEMESİNE ELVERİŞLİ HALE GELDİ"
Raporun sonuç bölümünde, devletin üniversiteler üzerindeki gözetim ve denetiminin, gerek mevzuat alt yapısındaki eksiklikler, gerekse YÖK Genel Kurulu, YÖK başkanları ve Yükseköğretim Denetleme Kurulu'nun uygulamaları nedeniyle, devlet adına icra edilen bir kamu hizmeti olma niteliğini tamamıyla kaybettiği kaydedildi.
Yükseköğretim Denetleme Kurulu'nun 'mevcut yapısal sorunları ve denetim uygulamalarındaki eksiklikleri/hataları gerekse ihbar ve şikayetler hakkında YÖK Genel Kurulu, YÖK başkanları ve üniversite rektörlerinin hukuka aykırı uygulamalarının Anayasa ile öngörülen denetim olgusunun tamamıyla işlevselliğini yitirmesine yol açtığı' ifade edildi.
Raporda, "Bu husus, özellikle yükseköğretim kurum ve üst kuruluşlarının yöneticilerinin hesap verilebilirlik ile ilgili algılamalarının değişmesine neden olmuş ve böylece yükseköğretim alanı yolsuzluk ve usulsüzlüğün önlenememesine/artmasına elverişli bir çevre haline gelmiştir. Bu nedenle, oluşan denetim açığı kendisini besleyen ve bu açığı kronikleştiren bir yapıya dönüşmüş görünmektedir." denildi.
(CİHAN) (CİHAN)
29 Aralık 2009, Salı
---------------
http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=933789&title=ddk-eski-yok-baskanlari-icin-sorusturma-istedi
DDK, eski YÖK başkanları için soruşturma istedi
Devlet Denetleme Kurulu, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer döneminde başlatılan 'Yükseköğretimde Gözetim ve Denetim' raporunu açıkladı. Üniversitelerde ciddi bir denetim zafiyeti olduğuna dikkat çekilen rapor çerçevesinde eski YÖK başkanları Kemal Gürüz ve Erdoğan Teziç hakkında soruşturma istendi.
Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu, eski YÖK başkanları Kemal Gürüz ve Erdoğan Teziç hakkında soruşturma açılmasını istedi. Eski Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer döneminde başlatılan 'Yükseköğretimde Gözetim ve Denetim' raporunu açıklayan kurul, yükseköğretimde ciddi bir denetim zafiyeti olduğunu vurguladı. Rapor, 'teftiş, inceleme ve soruşturma ve diğer idari işlemlerin yapılmasının temini için' Başbakanlık'a gönderildi.
YÖK'ün ilk defa denetlenmesi anlamına gelen rapor, çok sayıda çarpıcı bilgiyi belgeleriyle ortaya koyarken, geçmiş YÖK yönetimlerinin yaptığı 'hukuksuzluğu' gözler önüne seriyor. Raporda, "YÖK başkanları ve üniversite rektörlerinin hukuka aykırı uygulamaları Anayasa ile öngörülen denetim olgusunun tamamıyla işlevselliğini yitirmesine yol açmıştır. Bu husus özellikle üniversite ve YÖK yöneticilerinin hesap verilebilirlik ile ilgili algılamalarının değişmesine neden olmuş ve böylece yükseköğretim alanı yolsuzluk ve usulsüzlüğün artmasına elverişli bir çevre hâline gelmiştir." deniliyor.
Rapora göre Yükseköğretim Denetleme Kurulu, devlet üniversiteleri üzerindeki gözetim ve denetim anlamındaki asli fonksiyonundan neredeyse bütünüyle çekilmiş durumda. Son 10 yılda bu alanda yapılmış tüm görevlendirmeler, 2006 yılında Denetleme Kurulu'na verilen 3 üniversite (Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, Balıkesir Üniversitesi ve Boğaziçi Üniversitesi) ile ilgili 'genel denetim' görevinden ibaret. Buna karşılık Kurul, genel denetim çalışmalarını bütünüyle vakıf üniversitelerine yönlendirmiş. 2000-2008 yılları arasında toplam 223 genel denetim raporu düzenlenmiş, bu raporlardan sadece üçü devlet üniversitelerinin denetimlerine, diğerleri ise vakıf üniversitelerine yönelik.
ZAMAN
İBRAHİM ASALIOĞLU
ANKARA
30 Aralık 2009, Çarşamba
-----------------------------------------