http://www.radikal.com.tr/ek_haber.php?ek=cts&haberno=6622
'Turistik şehir' demek haksızlık
'Turistik şehir' demek haksızlık
'Özgür ülke' anlamına gelen Tayland'ı en iyi anlatan kent, 'melekler şehri' demek olan Bangkok. Gözde dolandırıcılık yöntemlerine, bol baharatlı yemeklerine, dudak uçuklatan gösterilere buyrun...
14/04/2007 (2333 defa okundu)
EBRU ARDIL (Arşivi)
Yaklaşık dokuz saatlik aktarmasız bir uçuşun ardından varılıyor tapınaklar şehri Bangkok'a. Uykumdan çalınan beş saatin yarattığı tatlı yorgunlukla, havaalanında ilerlerken buluşuyorum ilk Buda heykeliyle, kısa, zayıf ama renkli ve sıcak Tay insanıyla ve kralın afişleriyle: 'Çok yaşa kral'.
- Taksi, taksi? Balık lokantasına gitmek ister misiniz? Şehir turu yalnızca 20 baht (1 dolar: 35 baht)...
Otel önlerini üstünde taksi olduğuna dair hiçbir işaret taşımayan şahsi araçlar ve tuk-tuklar işgal etmiş. Tuk-tuk, arkasına iki kişinin oturabileceği, üç tekerlekli, triportör gibi açık taksilerin Tayland'daki adı. Sözde taksileri aştıktan sonra tuk-tukçuların ikna çabaları başlıyor: Şehir turu ister misiniz? Yalnızca 20 baht. O zaman balık lokantası?.. O kadar sevgi dolu gözlerle soruyorlar ki, ne kadar çok sorsalar da terslemek içinizden gelmiyor. 20 baht'lık turun içinde neler olduğunu dayanamayıp sordum tabii ki: Elimdeki haritada görünmeyen bir noktadaki tapınak, bir mücevher mağazası, bu yorgunluğun üstüne de balık lokantası. Mücevhere ilginiz yoksa alternatifi giyim fuarı! Tuk-tukçular ve taksi şoförlerinin çoğu mağaza ve balık lokantalarıyla komisyon usulü (yerine göre para veya benzin kuponu) çalıştıkları için şehir turu ilgi çeken bir vaatten öte değil.
'Haritayı atın, yüreğinizin götürdüğü yere gidin...' Hemen hemen her gezi yazısında rastlanan cümlelerdir bunlar. Gerçekten de bir şehri keşfetmenin en iyi yolu yürüyerek gezmek, sokak aralarında kaybolmak. Fakat Bangkok geniş alana yayılmış ve plansız bir şehir olduğu için yürüyerek gezme pek tercih edilmiyor.
Tay mutfağı bize uyuyor mu?
Şehrin modern yüzünü Siyam Meydanı temsil ediyor. Burada iki büyük alışveriş merkezi var: World Trade Center ve Siam Center. Meydandaki MBK Center küçük stand tarzı mağazaların olduğu, her türlü elektronik eşyanın yanı sıra iyi taklit edilmiş saat ve giysilerin de ucuza satıldığı bir alışveriş merkezi. Otele fazla uzak olmadığı için MBK'ye yürüyerek gitmeyi tercih ettim. Tropikal meyveden çiçeğe, giyecekten yiyeceğe her şeyin satıldığı tezgâhlar işgal etmiş kaldırımları. Özelikle domuz, tavuk, sosis ve balığın pişirildiği bu tezgâhların müşterisi oldukça fazla. Gözlerim epey aradı ama kızarmış çekirge satıldığına hiç rastlamadım. Tabii bu hiç olmadığı anlamına gelmez; sadece sanılanın aksine o kadar sık rastlanan bir şey değil.
Tayland mutfağı baharat ve soslar açısından oldukça zengin. Acı baharatların yoğun kullanıldığı, tatlı-ekşi tatların birbirine karıştığı bu mutfağın bizim damak tadımıza pek uyduğu söylenemeyeceği gibi, yemeklerin kokuları da üç-beş günlük gezide alışılamayacak kadar ağır. Bir de sıcak havayla birleşince, açık konuşmak gerekirse tahammül edilebilecek gibi değil. Turistler genellikle sayıca çok olmayan deniz mahsulleri restoranlarını tercih ediyor ki bence de Bangkok'a her gelen mutlaka bir çeşit deniz mahsulünü yemeli. Sabah kahvaltısı da dahil olmak üzere, tatlı hariç her türlü yemeğin yanında pilav geliyor. Bu pilav yağsız, tuzsuz ve buharda pişiriliyor ama Tay mutfağında çok daha lezzetli, alternatif pilav seçenekleri de bulunmakta.
Tay yemekleri genelde çatal ve kaşıkla yeniyor. Sol elle tutulan çatal, yemekleri sağ eldeki kaşığa itmek için kullanılıyor. Etler küçük dilimler halinde doğranıp pişirildiği için zaten bıçağa ihtiyaç duyulmuyor. Ancak Tayların ve kuzeyde ve kuzeydoğuda yaşayan dağ kabilelerinin biraz daha lapa olan pilavı sağ elleriyle yuvarlayıp yemelerine sıkça rastlanıyor. Halkın yaklaşık yüzde 95'i Budist, artan bir şekilde yüzde 4'ü Müslüman, yüzde 1'den az bir kısmı Hıristiyan. Tay Müslümanları da genelde yemeklerini sadece sağ elleriyle yiyor.
Vücudu ve ruhu dinlendirmek için yapılan Tay masajı, iki saat kadar süren ve eğitimli kişilerin yapması gereken bir işlem; kent bu salonlarla dolu. Yol boyunca salonların önlerindeki masajcı kızlar ve erkekler sizi içeri çağırıyor. Son heceler uzatılarak söylendiği için çok da tatlı bir ses tonuyla: Masaaaa(j duyulamayabiliyor).
Bu salonların çoğunun dış cepheleri cam olduğu için içeride masaj koltuklarını ve gerçekten masaj yapıldığını görebiliyorsunuz, ama hepsi bu amaçla kurulmamış elbet. Ve üzücüdür ki çarpıtılan masaj, ülkenin daha çok seks turizmiyle anılmasına sebep oluyor. Günlük yaşam içinse kolsuz bluzla, kısa etekle gezinen kadınlara bile rastlanmıyor. Bu şekilde giyinmek hoş karşılanan bir durum değil ve ayrıca tapınaklar bu şekilde gezilemiyor (Tapınaklara girerken şapka ve ayakkabılar da çıkarılıyor, bu yüzden stratejik olarak çok kaliteli ayakkabı giymemekte fayda var).
Dolandırıcılık senaryoları
MBK'ye elimdeki haritaya göre epey bir yaklaşmışken, adamın biri beni aniden durdurdu. Yukarıyı işaret ederek "Bak bugün ...'nın doğum günü" dedi. "Anlamadım kimin, kralın mı?" "Hayır, Güneş Tanrısı'nın". 'Bu da nesi' diye içimden geçirirken, 'Nerelisin, nereye gidiyorsun?' gibi sorular sordu. "Siyam Meydanı'na gidip alışveriş merkezlerini gezeceğim" dedim. "Oooovvv, boşuna gitme, bugün ikiye kadar kapalı, çünkü bugün Güneş Tanrısı'nın doğum günü, ama ...'da fuar var, oraya götüreyim seni, dilediğin her şeyi alırsın, çok büyük ve ucuz bir fuar..."
"Yakın mı ki buraya?"
"Evet, evet çok yakın."
"Hımm, o zaman haritada gösterir misiniz tam yerini?"
Bazı ülkelerde turist olduğunuz anlaşılmayabilir ama Tayland'da hiç şansınız yok. O yüzden daha dikkatli olmak gerekiyor. Haritası yanında olan bir turistin kandırılma riski diğerlerine göre çok daha düşük. Taksi şoförleri de haritalı turistleri sokak sokak gezdirmekten çekiniyor. Maalesef bu iyi niyetli adamın bana o ana kadar yakın diye anlattığı yer şehre epey uzak olduğu için haritada bulunamadı!
Genele bakarsak, Tayland insanı gerçekten güler yüzlü ve mütevazı bir duruşa sahip. Ah keşke dolandırıcılar da bu tanıma bire bir uymasa... Ucuz bir ülke olduğu için, belki giden paraya çok üzülmezsiniz (20 yıldır oynanan oyunun kurbanı olup şehrin dışındaki bir mağazadan çok değerli (!) bir mücevher alırsanız başka...) ama kısa tatilinizden epey bir zaman çalınabilir.
Bu arada meydandaki tüm mağazalar açıktı tabii ki. Tayland'da dolandırıcıların en çok kullandıkları senaryo, 'Orası kapalı ama seni onun yerine şuraya götürebilirim'! Bu senaryonun diğer bir versiyonu da sorduğunuz ya da gelmesini beklediğiniz toplu taşıma aracının o gün bir sebepten ötürü kapalı olması, ama hemen bir taksi ya da tuk-tuk ayarlanabileceği durumu.
En tehlikeli gösteriler
Tayland'da dünyanın en heyecanlı, en tehlikeli gösterilerini izleyebilirsiniz. Bunlardan biri yılan çiftliğindeki 'Cobra Show'. Çiftlikte çeşitli yılan türlerini görebilirsiniz. Yılanlar soğukkanlı hayvanlar oldukları için avlanmadıkları sürece çok fazla harekete ihtiyaç duymuyor. Birkaçı dışında çiftlikte cam kafesler içinde sergileniyorlar. Kimseye bir şey olmadığını görmek güven veriyor olsa gerek ki, yılanlar arasında gezmek çok da ürkütücü gelmedi bana.
'Cobra Show' beş farklı bölümden oluşuyor. Gösteriye adını öldürücü zehiriyle meşhur kobra yılanı veriyor ama gösteri esnasında piton dahil olmak üzere farklı yılan türleri de kullanılıyor.
Sunucu, kobra sahnedeyken ortamı geren müzikler eşliğinde, kobraların ne kadar tehlikeli hayvanlar olduğu hakkında bilgiler veriyor: "Sizi soktuktan sonra yaşamak istiyorsanız yalnızca bir saatiniz var... Panzehiri bulmak için bir saat, eveeeeet, doktoru aramak için, hastaneye ulaşmak için yalnızca bir saat..." Tam bunlar anlatılırken yılan kendisini kızdıran adamın üstüne doğru 'tıss tıss' sesler çıkararak atlıyor; herkesin yüreğini ağzına getiriyor tabii. Gösteri sonunda kobranın zehiri herkesin gözü önünde çıkartılıyor ve kobra izleyiciler arasında gezdiriliyor.
Dokunulmasının şans getirdiğine inanılan kobraya biraz tedirgin bir şekilde dokundum, beklediğimin aksine ılık ve yumuşak bir derisi var. Favorim, son bölümde üç yılanla sahneye çıkan göstericinin finaliydi. İlk iki yılanı eliyle ayrı ayrı yakalamış, iki elinde birer yılan varken; üçüncü yılanı takla atarak, kafasından, ağzıyla yakaladı ve bitiş selamını bu şekilde verdi.
Timsah uymazsa Gül Bahçesi
Diğer tehlikeli gösteriyse timsah çiftliğinde. Timsahlar da yılanlar gibi hareket etmeyi çok sevmeyen hayvanlar, çitlerin arkasından onlara bakarken canlı olduklarını düşünmek neredeyse imkânsız. Gösteri üç adet timsahın bulunduğu havuz içinde gerçekleşiyor. Timsahları kuyruklarından tutup sağa sola sürüklüyorlar, ağızlarını açmak için epey uğraşıyorlar ki bu durum insanı biraz rahatlatıyor sanırım; bir an bile timsahın o zayıf kısa boylu Taylandlı genci yiyeceği fikri aklıma gelmedi. Yine de ne elimi ne de kafamı bir saniyeliğine dahi olsun gaza gelip onlar gibi timsahın ağzına sokmayı denemezdim.
Yılanların ve timsahların tehlikeli gösterileri size uygun değilse, Bangkok'a 40 km. uzaklıkta yaklaşık 1000 kişi kapasiteli kapalı bir gösteri salonu bulunan 'Gül Bahçesi' ni ziyaret edebilirsiniz. Bu salonda her gün yapılan kültür gösterileri; temsili evlilik töreni, köy hayatı, Tayland boksu ve geleneksel danslardan oluşan kısa, izlenmeye değer piyesler oluyor. Bu gösteriden sonra bahçede kütük üstünde yürüyen, yerde yatan insanların üzerinden geçen fillerin gösterisi oluyor (File binme şansınız var).
Sonuç olarak yalnızca çarpıtılan masajı, go go barlardaki 16'yla 29 yaşları arasındaki kızların gösterileriyle anılması Tayland'a biraz haksızlık olur. Yalnızca kültür turizmi için gitmeniz halinde de eğlenebileceğiniz ilginç bir ülke Tayland.
İklim nemli, nisan sıcak, mayıs yağmurlu
Eski adı Siyam Krallığı olan, siyam kedilerine ve ikizlerine adını veren (ikizler 1811'de doğmuş), 1939'dan beri 'özgür ülke' anlamına gelen Tayland, 514 bin kilometrekareye yayılmış, Malezya, Burma, Laos ve Kamboçya'yla komşu bir Güneydoğu Asya ülkesi. Batısında Hint Okyanusu, doğusunda Çin Denizi ve Tayland Körfezi uzanıyor. İklimi genellikle sıcak ve nemli fakat tahammül edilemez değil, yağmur mevsimi yani muson iklimi mayısla başlıyor ve kasımın ilk günlerine kadar devam ediyor. Şubat, mart ve nisan en sıcak aylarken, gezmesi en zevkli aylar kasım, aralık, ocak. Nüfusun yaklaşık 64 milyon olduğu ülkenin en önemli şehirleri Bangkok, Pattaya ve Phuket. Bangkok, 1782'den beri başkent ve bugün düzenli olarak artan 10 milyonluk nüfusuyla, Güneydoğu Asya'nın en büyük şehirlerinden.
Tay dilinde 'melekler şehri' anlamına gelen Bangkok, Tay kültürünü ve insanlarını en iyi tanıyabileceğiniz şehir. Tercihiniz deniz kıyısında bir tatilse Tayland Körfezi'nin doğusunda, Bangkok'a 170 km. uzaklıktaki, masajıyla ünlü Pattaya veya federasyon tarafından tescillenmiş golf sahalarına sahip, palmiye ağaçları, kireçtaşı yarları, beyaz kumsalları, sakin koylarıyla Bangkok'un güneyine 862 km. uzaklıktaki güneyin incisi olarak anılan Phuket Adası uygun.